!!!Spectre!!!
"Bu hürriyet hazin şey yıldızların altında..."
11 Mart 2014 Salı
Berkin Elvan
TR| EN | FR | DE | ES | IT
"TR | 14 yaşindaki #BerkinElvan Haziran’ın 1’inde başından 850 gramlık bir gaz kapsulu ile vuruldu. Eylemci değildi, ekmek almaya gidiyordu.268 gün boyunca enfeksiyon ve yüksek ateşle mücadele ederek komada kaldı. Bugun sabah saat 07.00 da öldüğünde 16 kiloydu. Şu anda polis bunca zamandır yatmakta olduğu hastaneye saldırmakta ve bu saldırılar sırasında bir eylemci daha başından vuruldu. Şu anda bilinci kapalı.Ailesinin çocuklarının yasını tutmaya fırsatı olmadı.Türkiye’deki polis vahşetinin farkında ol. Diktatörü herkesin bilmesini sağla!
EN | 14 year old #Berkin Elvan was shot with a 850 gr. gas cannister on june 1st. He was not a protester he was going to the market to buy some bread. He was in a coma trying to survive fighting infections and high fever for 268 days. He was 16 kgs when he died today, at 07.00 am. Now the police are attacking the hospital he has been staying at and another protester was shot in the head during the attacks. He is unconscious now. The family did not have time to mourn their child before the police attack. Be aware of the police violence in Turkiye. Let everyone know about the dictator.
FR | Le premier juin, Berkin Elvan , un garçon de 14 ans a eu une capsule de gaz de 850 grammes sur sa tête, il n’était pas parmi les manifestants il allait seulement acheter du pain. Pendant 268 jours il a lutté contre l’infection et la fièvre au coma. Ce matin, quand il est décédé, il pesait 16 kg. Maintenant, les polices attaquent les manifestants devant l’hôpital et cependant un manifestant a eu une balle dans sa tête, il a perdu sa conscience. Sa famille, elle n’a pas eu le temps de faire son deuil, prends conscience de la violence policière en Turquie. Parle à tout le monde de cet dictateur .
DE | #Todinistanbul #BerkinElvan , ein 14 jaehriger Junge, ist heute im Koma gestorben. Er wurde am 1. Juni von einem 850gr. Traenengaskanister am Kopf getroffen. Er war nicht gekommen um zu protestieren, sondern kaufte ein Brot im Laden und war auf dem Weg nach Hause. Seit heute Morgen werden die Menschen, die zum Krankenhaus gekommen sind, um ihr Beileid auszusprechen, wieder von Gaskanistern bombardiert. Die Gassbomben werden teilweise auch ins Krankenhaus geschossen. Ein weiterer Mann wurde bei diesen Attacken am Kopf getroffen und schwer verletzt- er ist derzeit bewusstlos. Lasst alle wissen, was hier los ist! Der Staat laesst morden ohne mit der Wimper zu zucken!
ES | Berkin Elvan de 14 años en 1 de junio fue golpeado con cápsula de gas de 850 gramos. No era activista. Iba a comprar pan. Durante 268 días combatiendo la infección y la fiebre alta se encontraba en estado de coma. Hoy a las 7 de la mañana cuando murió pesaba 16 kilos. Ahora mismo la policía esta atacando al hospital donde murió Berkin y un activista mas durante estos ataques recibió un disparo en la cabeza y esta inconsciente. Su familia nunca tuvo una oportunidad a llorar a sus hijos. Ser consciente de la brutalidad policial en Turquía. Haz que sepa todo el mundo a este asesino dictador!!!
IT | Berkin Elvan, un ragazzo che ha 14 anni, e’ stato colpito con una capsula gas di 850 grammi al primo di giugno. Lui non era una manifestante, era solo un ragazzo che stava andando a comprare un pane. Lui era in coma da 268giorni combattando l’infezione e la febbre alta. Oggi alle7:00, lui e’ morto, aveva 16 chili. Adesso la polizia sta attaccando all’ospedale sua e anche una manifestante e’ stato colpito dalla sua testa. Questa manifestante ha perso la sua coscienza. La famiglia di Berkin neanche non hanno potuto di avere il lutto per il loro figlio. Sii consapevole dell’ orrore della polizia in Turchia. Fai sapere a tutti questo dittatore!" Barış Yıldırım
24 Eylül 2013 Salı
Adım Haziran - Ozan Baran feat Şerwan Hameran
Ethem, Mehmet, Abdullah, Medeni, Ali İsmail ve bu parça yapıldıktan sonra yaşamını yitiren Ahmet Atakan için.
Şerwan Hameran ve Ozan Baran'dan ADIM HAZİRAN!
Adım cesaret gökyüzü kandır, bir yanım sükunet bir yanım hardır
Kurşunun adı yok alnımda namert, deli fişektir Ethem, iz bırakır.
Gördüğüm son bahar; isyan, kördüğüm düzene adı Haziran.
Şah damarıma saplanan ok zehir ay zifir, yarama basar baldıran.
Karanlık yüzleri, karanlık soysuz, dört yanım puşt zulası, it belası.
Adım Korkmaz, yaşım on dokuz, bir düş gördüm ve öldüm bir temmuz.
İlkyaz destanı, kanla direnişe can veren yiğidi unutma!
Barikata koş yürek elde sapan,
Dünya selam benim adım Haziran!
Adım Mehmet ben vuruldum arkadaşlar,
Adım Cömert gönlümden kopar bu can,
Adım Ethem bu gördüğüm son bahar,
Adım Medeni biji biji serhildan,
Adım Ali İsmail Taksim'e selam,
Adım Haziran, dünyaya selam...
Dağıtılır elbet bu duman sis, sisteki giz insan olur akar.
Başka bir Gezi'ye devir muhabbet adım Mehmet ben vuruldum dostlar.
Fermanı ateşten bir yurda doğdum, yazıldı kaderim kurşuni,
Meşrebi vahşete biji serhildan, yaşım bahar adım Medeni.
Sokaktan göğe kalkan bir yürek, namı cesaret, şan ve mert.
Hava puslu, kurşun gibi ağır, gönlünden kopar canı adı Cömert.
İlk yaz destanı, kanla direnişe can veren yiğidi hatırla!
Barikata koş yürek elde sapan,
Dünya selam, benim adım Haziran!
28 Haziran 2013 Cuma
Ethem Sarısülük için...
"Halkım ben, parmakla sayılmayan
Sesimde pırıl pırıl bir güç var
Karanlıkta boy atmaya
Sessizliği aşmaya yarayan
Ölü, yiğit, gölge ve buz, ne varsa
Tohuma dururlar yeniden
Ve halk, toprağa gömülü
Tohuma durur bir yerde
Buğday nasıl filizini sürer de
Çıkarsa toprağın üstüne
Güzelim kızıl elleriyle
Sessizliği burgu gibi deler de
Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerde."
"Tankların önünden bir dağ düşse toprağa,
çoğalır toprakta dağlara gülen yürek.
Dağlarda sokakta fabrikada tarlada,
Halkız biz yeniden doğarız ölümlerde...
Sesimde pırıl pırıl bir güç var
Karanlıkta boy atmaya
Sessizliği aşmaya yarayan
Ölü, yiğit, gölge ve buz, ne varsa
Tohuma dururlar yeniden
Ve halk, toprağa gömülü
Tohuma durur bir yerde
Buğday nasıl filizini sürer de
Çıkarsa toprağın üstüne
Güzelim kızıl elleriyle
Sessizliği burgu gibi deler de
Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerde."
"Tankların önünden bir dağ düşse toprağa,
çoğalır toprakta dağlara gülen yürek.
Dağlarda sokakta fabrikada tarlada,
Halkız biz yeniden doğarız ölümlerde...
11 Haziran 2013 Salı
#Occupygezi #direngeziparkı
Kurtuluş Yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!
For the Photos: http://occupygezipics.tumblr.com/
28 Kasım 2012 Çarşamba
Simurg....
"Burada anlatılanlar yaşandı!!!..."
Ruhi Karadağ imzalı yarı belgesel film Simurg, 30 Kasım’da sinemalarda. Film, 1996′da başlatılan ölüm oruçlarına katılan Wernicke Korsakoff hastası 6 arkadaşın, 2000′deki ölüm oruçları ve Hayata Dönüş Operasyonu’na bakışlarını anlatıyor.
Film hakkında detaylı bilgi için: www.simurgfilm.com
"her şey bir tutam mavi uğrunaydı...
biraz gökyüzünden
biraz denizden
biraz kalbinizden..."
biraz gökyüzünden
biraz denizden
biraz kalbinizden..."
Film hakkında detaylı bilgi için: www.simurgfilm.com
4 Kasım 2012 Pazar
"bir kez kaçar uçurtman, sonra gökyüzüne küser insan..."Hermann Hesse
Başlığa uygun bir yazı...Arkadaşım kaleme almış. O her ne kadar bu konuda fazla mütevazi davransa da ben yayınlamaktan mutluluk duydum.
" 12 Yaşında kal .. Dahada büyüme. Gelecekte güzel günlerin yok.
2 yıl sonra alacaksın ilk ölüm haberini bir akşam üzeri.
Yalniz kalacaksın. Kapı arkasındaki kilit günlerce çevrilmeyecek ..
Sen bu yaşta kal .. İnan umduğun gibi degil hic birsey.
Yaralanacaksın ..
Bak çok kanayacaksın.
Çok karışacaksın.
Sığındığın liman yüzen kara olacak bak.
Hiç yuvan olmayacak..
12 Yaşında kal,
Sezen Aksu - Masum Değiliz by '♥ KalbiM'MüziK ♥'
" 12 Yaşında kal .. Dahada büyüme. Gelecekte güzel günlerin yok.
2 yıl sonra alacaksın ilk ölüm haberini bir akşam üzeri.
Yalniz kalacaksın. Kapı arkasındaki kilit günlerce çevrilmeyecek ..
Sen bu yaşta kal .. İnan umduğun gibi degil hic birsey.
Yaralanacaksın ..
Bak çok kanayacaksın.
Çok karışacaksın.
Sığındığın liman yüzen kara olacak bak.
Hiç yuvan olmayacak..
12 Yaşında kal,
git hayal kur,
koş, düş, düzlerini kanat,
komşunun camını kır
kapılara tırman
sokak kedilerini eve taşı
resimler yap, tükürükle duvarlara yapıştır,
annenin çeyreğini ağaç olsun diye arka bahçeye göm,
gazoz kapağı biriktir, bayramlarda şeker ve harçlık topla sonrada
ramazan davulcularına tüm bayram harçlığını ver en içten saf salaklığınla
yeditaş , körebe, yakantop oyna
çamurdan, evler kaleler yap,
ustunu başını kirlet AMA bu yaşta kal
büyüme daha... // "
koş, düş, düzlerini kanat,
komşunun camını kır
kapılara tırman
sokak kedilerini eve taşı
resimler yap, tükürükle duvarlara yapıştır,
annenin çeyreğini ağaç olsun diye arka bahçeye göm,
gazoz kapağı biriktir, bayramlarda şeker ve harçlık topla sonrada
ramazan davulcularına tüm bayram harçlığını ver en içten saf salaklığınla
yeditaş , körebe, yakantop oyna
çamurdan, evler kaleler yap,
ustunu başını kirlet AMA bu yaşta kal
büyüme daha... // "
Sezen Aksu - Masum Değiliz by '♥ KalbiM'MüziK ♥'
9 Eylül 2012 Pazar
Devrim Dersleri
Devrim Dersleri
Che Guevara, ABD emperyalizminin Küba Devrimi’nden kıtadaki devrimcilerden daha çok ders çıkardığını söylemişti. Gerçekten de ABD kıtadaki müttefiklerini feodal tarımı çözmeyi hızlandıracak bazı “reformlar” konusunda sıkıştırmaya başlamıştı. Zamanın burjuva aydınları herhalde o sürece “Latin Amerika Baharı” derlerdi. Bir tarafta en zalim askeri diktatörlükler, arada bir seçimler, büyük toprak sahiplerini fazla incitmeyen “reformlar,” orduların yanında başka güçleri de ittifaka katma çabası ABD’nin Latin Amerika politikasını şekillendiriyordu. Şimdilerde yapılan Soğuk Savaş tahlillerinde sanki süpergüçler arasında bir denge varmış gibi gösteriliyorsa da dünyanın her yerinde fiili süper güç yine de ABD’ydi. SSCB aslında kurulduğu günden beri savunmadaydı. Sadece bağımsızlıklarını yeni kazanmış ülkeler değil, sosyalist ülkelere de pervasızca savaş açabiliyordu. Çin-Tayvan, Kuzey Kore-Güney Kore, Kuzey Vietnam-Güney Vietnam bölünmelerinde ABD fiili savaş cephesindeydi. Domuzlar Körfezi saldırısındaki tutumu bugünkü Suriye saldırısının aynısıydı. ABD’de henüz eski solcu aydınların neocon ideolojiyle iç içeliğini gözlerden gizleyebildikleri yıllardı. Bu yüzden Domuzlar Körfezi çıkarmasında, emperyalist medyada “Castrist-Guevarist”lere, “Küba’da insan hakları ihlalleri”ne sert çıkıp, akla hayale gelmeyen yalanları yaymalarına rağmen, bunları “solcuyuz” diye yapmıyorlardı.
28 Ağustos 2012 Salı
21. yüzyılda emperyalizm ve sömürgecilikten ne anlıyoruz?
21. yüzyılda emperyalizm ve sömürgecilikten ne anlıyoruz?
SSCB ve Doğu Avrupa’da sosyalist bloğun çöküşünden sonra, ne yazık ki restorasyonun zafer alayına çok sayıda eski solcu da katıldı. Bunların önemli bir kısmı Türkiye’de işçi ve emekçi hareketini stratejik olarak SSCB’yi ayakta tutma mücadelesine iten Sovyet yanlısı aydınlar, parti liderleri ve üyeleri arasından çıktı. Aslında Türkiye bu sefer de özgün olmamış, Avrupa’dan yayılan dalgaya kapılmıştı. Önce Gorbaçov dönemi sürerken emperyalizm ve sömürgecilik diye bir şey kalmadığı öne sürüldü. “Detant” döneminde barış içinde yan yana yaşamanın uluslararası iz düşümü ABD ve AB emperyalizmleriyle “ulusal” işçi sınıflarını barıştırmaktı. Glasnost ve Perestroyka sloganları döneminde, bu barışma çizgisi en uç noktalara vardı. Sosyalist blok çöktüğünde barışılacak “emperyalizm ve sömürgecilik” olmadığı, insanlığın kapitalist demokrasilerle yaşayacağı söylenerek, kalemler, entelektüel birikimler, ajitasyon ve propaganda araçları hemen yeni efendilerin hizmetine sunuldu. Bu dönemi birebir yaşadığımız için hızla eskiyen ve hemen bir yenisi uydurulan çöküş sonrası restorasyon teorilerini sıralamak mümkün değil.
Ancak bunların içinde günümüzde hâlâ etkili olan bir tanesi, sosyalizmin bir toplum mühendisliği ve totalitarizm olduğu, demokrasiden yoksun olduğu için yıkıldığı, zaten emperyalizm ve sömürgeciliğin eski yüzyıllarda kaldığı, dolayısıyla bir akademik araştırma yöntemi dışında Marksizm’in de tarihini doldurduğu görüşüdür. Bu, özellikle Balkanlar, Kafkasya ve Orta Doğu’da çok sayıda iç savaş (Yugoslavya’nın dağılması, Ermeni-Azeri savaşı, Gürcistan Savaşı, Körfez Savaşları) tek başına NATO’nun halkları “diktatörlükler”den kurtarması gibi sözde “insancıl müdahale” örneklerinden beslenir. Sanki emperyalist paylaşım savaşlarında, her türlü sömürgeci yağmada halklar birbirine kırdırılmamış gibi, kurtarıcı bir NATO ve ABD imajı ciddi ciddi ortaya konulmuştur. Tabii, bu arada gerek Sırbistan’ın, gerekse iki körfez savaşında Irak’ın, daha sonra Afganistan’ın ve burada adları sayılamayacak kadar çok askeri müdahalenin tüm sivil kayıpları “kazalara” bağlanmıştır!
Etiketler:
21,
ali,
asker,
Avrupa,
çakıroğlu,
emperyalizm,
eski,
militarizm,
milliyetçilik,
nato,
politika,
siyaset,
solcu,
sosyalizm,
sömürgecilik,
SSCB,
yy
Tuhaf Meyve
Daha yeni haberim oldu bu eski şarkıdan, bir kitapta anlatılıyordu yazar tarafından.... Strange Fruit, Tuhaf Meyve olarak çevrilebilir....Bu parçanın bir hikayesi var... Amerika, Indiana da 1930 yılında yaşanan bir olayın ardından Amerikalı şair Abel Meeropol tarafından yazılmış bir şiir aslında Strange Fruit. İki siyah genç derilerinin renginden dolayı beyaz bir grup erkek tarafından kovalanırlar. "Siyahları İstemiyoruz" diye bağırır kovalayan güruh..."Defolun topraklarımızdan" (çok yabancı olmasa gerek böylesi ırkçı, ayrımcı bir davranış!). İki siyah genç adam koşarlar koşmasına ama sonunda kalabalık onları yakalar ve acımasız güruh savunmasız iki siyah genci dövmeye başlarlar...Sonra da cansız bedenlerini bir ağacın dalına asarlar yaptıklarını sergilemek için...Gözdağı vermek isterler bir nevi ibreti aleme ve diğer siyahlara!!! Fotoğrafları çekilir, gazetelerde yayınlanır ama arkası aranmaz faillerin üzerine düşülmez anlayacağınız....Derken unutulur gider yaşananlar...Daha doğrusu bu olayla yüreği yananlar dışında herkes unutuverir nedense..Aradan yıllar geçer ve o Amerikalı şair bir gün o gün orada çekilen fotoğrafa rastlar ve gözlerini ayıramaz fotoğraftan....Bir ağaç ve ağaçta asılı iki gencin cansız bedenleri... İşte o gün bu şiiri kaleme alır Abel Meeropol...
"Güneyde ağaçlar tuhaf bir meyve verir, Yapraklarında kan, köklerinde kan, Güneyin rüzgarlarında sallanır siyah bedenler, Tuhaf bir meyve gibi..."
O dönemde caz kulüplerinde ün salan Billie Holiday'in karşısına çıkar bu şiir ve çok etkilenir...Hemen besteler ve çıktığı caz kulübünde her gece söylemeye başlar. 1930 senesinde katledilen iki siyah gence yakılmış bir ağıt gibidir Strange Fruit.... Bu parçayla unutulan nefreti, ırkçılığı, görünmeyeni görünür kılar tekrardan Billie Holiday....
İşte o şarkı:
Southern trees bear a strange fruit,
Blood on the leaves and blood at the root,
Black bodies swinging in the southern breeze,
Strange fruit hanging from the poplar trees.
Pastoral scene of the gallant south,
The bulging eyes and the twisted mouth,
Scent of magnolias, sweet and fresh,
Then the sudden smell of burning flesh.
Here is fruit for the crows to pluck,
For the rain to gather, for the wind to suck,
For the sun to rot, for the trees to drop,
Here is a strange and bitter crop.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)